Renk Tanımları ve Genetik
Betta splendens balığının rengi hücrelerdeki farklı renk pigmentlerine dayanır. Bu farklı renk hücreleri deri altındaki farklı katmanlar içerisinde yer alır. Betta balığının derisinde bulunan 4 farklı renk katmanı balığın gözle görülen rengini meydana getirmektedir.
1. Yanardöner tabaka (en üstte)
2. Kırmızı renk hücrelerinden oluşan tabaka
3. Siyah renk hücrelerinden oluşan tabaka.
4. En altta yer alan sarı hücrelerden oluşan tabaka.
Vahşi betada bu sıralama farklıdır; şöyle ki :
1 Yanardöner tabaka (üst katman) burada belirtilmesi gereken yanardöner tabakanın metalik dediğimiz mavi, yeşil, bakır hücreleri içerisinde barındırdığıdır. Yanardöner tabaka evcil betada da bu özellikleri içerir.
2. Siyah tabaka melano ve siyah renk hücrelerini barındıran tabakadır. Melano varyetelerinde bu tabaka baskındır.
3. Kırmızı tabaka kırmızı pigmentleri barındıran kırmızı renk hücreleri bu katmandadır. Kırmızı ve süper kırmızı kırmızı dragon balıklarda bu tabaka yoğun olarak kendini gösterir. Kırmızı yokluğu da bu tabakanın renksiz olması ile ortaya çıkar.
4. Sarı katman (en alt tabaka) sarı renk pigmentlerini içerir. Sarı tabaka üzerinde hiçbir genetik pigmentin kontrolü olmadığını biliyoruz.
Ç.N.: Vahşi betada siyah katmanın kırmızının üzerinde bulunması, her iki varyetede de sarı tabakanın en altta bulunması doğada yaşayan betanın daha karanlık renkler göstererek kendini gizleme ihtiyacından doğmuştur. Fakat evcilleştirme sonrası bu durum değişmiş sarı, kırmızı, mavi gibi dikkat çekici tabakalar seçici yetiştirme ile ön plana çıkarılmıştır.
Kırmızı katmanın, mavi katmanın( yanardöner) yada siyah katmanın varlığı yada yoklukları yada vücut üzerindeki dağılımları bir betanın rengini belirleyen etmenlerdir.farklı genetik özellikler bir katmanın etkinliğini arttırır yada azaltabilir. Bu bölümde bende bişeyler eklemek istiyorum. Mesela yanardöner renkler dediğimiz kraliyet mavi, metalik mavi ve turkuaz ; betanın üst tabakasını oluşturan ve iridocytes adı verilen hücreler tarafından oluşturulur. Bu renkler diğer tüm tabakaları kaplayarak yoğun bir tabaka oluşturabilir. Normalde vahşi beta üzerinde yanardöner renk yeşil ve turkuazdır. Yabani formda bu normal bir yanar döner formdur. Vücut üzerinde hafif bir parıltı ve kanat ve kuyruklar içerisinde şeritler halinde yayılım göstermektedir.
Tablo 1:
Seçici üretimde elde edilen ve SiSi simgesiyle temsil edilen vücuda yayılmış yanardönerlik bir mutant gen sayesinde ortaya çıkmış bir özelliktir. Si gen tipi yanardöner rengin baş hariç tüm vücutta ve yüzgeçlerde yayılmasından sorumlu bir gendir. Dağılımlı yanardöner gen normal yanardönerlik taşıyan yabani tip betta rengine karşı baskın bir özellik gösterir.
(Tablo 1)
Turkuazı açıklamanın en iyi yolu yeşil ile mavi arasında olduğunu belirtmek olur sanırım.
Çelik mavi ise mavinin griye çalan bir tonudur.
Kraliyet mavisi ise bu üç metalik renk içerisinde en koyu olanıdır ve bazen moru andırmaktadır.
Genetik :
Turkuvaz beta genetik tablolarda BIBI simgesi ile;
Çelik Mavi genetik tabloda bIbI simgesi ile;
Kraliyet mavi genetik tabloda BIbI simgesi ile temsil edilmektedir.
Turkuvaz ve çelik birbirlerine baskınlık göstermezler. Bu renklerin her biri aynı balıkta harmanlandığında ortaya yani bir renk çıkar ki bu kraliyet mavisidir. Bu tipte oluşan genetik miras ile oluşan yeni tip baskın gene kapsayıcı baskınlık denir.
Mavisizlik Geni:
Şu ana kadar hiçbir genetik örnek mavinin tam bir şekilde ortadan yok olduğu bir örneği bize göstermemiştir. Bazı üreticiler mavinin görülmediği birkaç sıralı üretim yaptıklarında bu balıklarda mavisizlik geninin olduğunu tezini ileri sürseler de balıklarda illaki (sisi) ile temsil edilen normal yanardönerlik yada (bIbI) ile temsil edilen çelik mavi renk halinde az ve çok ufak bir yanardönerlik halinde de olsa balıklar üzerindeki genetik varlığını sürdürmektedir.
Cambodian (Kamboçyalı)
Kamboçya geni, betalarda, siyah tabakada yer alan siyah renk pigmentlerinin ortadan kalkmasına neden olur. Yani bir nevi siyah kaybıdır. Kamboçyalı betalara en güzel örnek bildiğimiz klasik Kamboçyalı dediğimiz açık renk gövdeli ve koyu kırmızı yüzgeçleri olan geleneksel Kamboçyalılardır. Bununla beraber seçici üretimle mavi Kamboçyalılarda üretilmiştir. Bu genotipteki balıkların temel özelliği, vücut renginin kuyruk ve yüzgeçlere göre daha açık renkte yada renksiz olmasıdır. Betalarda Kamboçyalılık çekinik (resesif) bir özelliktir.
Opak/Pastel Geni:
Opak betalarda siyah renk pigmenti düşük yoğunluktadır. Kamboçyada olduğu gibi tam yokluk değildir . Bu açık ve parlak rengi sağlayan mutasyon gen normal siyah gene göre çekiniktir. Pastel, opak, ve sarı bu genle alakalıdır. Ama bu gen siyah, mavi ve kırmızı betalarda da bulunabilir. Opak çelikler gümüşe yakın bir renk verir. Opak kırmızı yada pastel kırmızı, bildiğimiz kiraz kırmızıya göre daha açık daha gözalıcıdır. Siyahta opaklık yıkanmış ve donuk bir görünüme sebep olur.
Melano Geni:
Siyah melano betalar gerçek siyah betalardır. Mutasyona uğramış bu gen siyah tabakadaki siyah pigmentin tüm diğerlerini kapsaması ve bütün vücudu kaplamasına sebep olmuştur.
Genetik :
Melano bir balık mm simgesi ile;
Melano olmayan balık MM simgesi ile;
Melano genli balık Mm simgesi ile tabloda temsil edilmektedir.
Mutasyona uğramış melano gen (m), normal siyah(M) gene göre çekinik özellik göstermektedir. Melano bir beta ile bu genin olmadığı bir balıktan yapılan üretimden çıkan yavrular çok renkli olacaklardır. Bu yavrularda melano geni çekinik şekilde varlığını sürdürmektedir ancak görünüşte bu hiç belli olmayabilir. Ama her iki ebeveyndede çekinik melano geni bulunursa bu melano özellik yavrularda tekrar ortaya çıkacaktır.
Hemen hemen tüm melano dişileri kısır olduğundan genelde melanoların üretiminde mavi dişiler kullanılmaktadır. Maviler arasında yanar dönerlik özelliği en az gösteren çelik mavi dişiler melano üretimi için en uygun olanlardır. Böyle bir üretimden önce melano genli balık üretilir.(Mn) F1’ler. Bu ilk nesil kendi arasında tekrar üretime alınırsa yavrulardan melano elde edilebilir. Bu tarz bir üretimden elde edilen melanolarda genelde yanardöner özellikler görünür .
Siyah Dantela (Black Lace) ve Siyah Orkide:
Siyah orkide betalar nadiren siyah melanonun renk derinliğini yakalayabilcek kadar koyu renkli olurlar. Koyu siyah renk üzerine özellikle kuyruk ve yüzgeçlerde mümkün olan en fazla yanardönerlik sağlamakla bu balıkların kıymeti arttırılmış olur. Bu balıklar siyah olarak değil fakat koyu çift renkli balıklar olarak kabul edilirler. Aslında var olan çoğu siyah orkide marble balıklar arasından çıkmaktadır. İlk olarak siyah orkidenin görülmesi ise yabani betaların non-red (kırmızı yokluğu) geni göstermesi ile ortaya çıktığı söylenmektedir.
Siyah dantelalara bu ismin verilmesi ise kuyruk ve yüzgeç uçlarının daha şeffaf selopan özellik göstererek kuyruğu bir dantel gibi göstermesinden ileri gelmektedir. Özellikle amatör hobicilerin black lace balıklar üretmek için black melano butterflyların kullanma konusunda dikkatli olmaları gerekir. Zira melanolar vücutlarında koyu siyah çoğu zaman mavi ısıltılara sahip bir renk ve melano gen taşırlar. Melanoda olduğu gibi siyah orkide ve dantelada normal mat siyahlar karşısında çekinik özellik gösterir. Ve melanonon aksine bu balıkların dişileri üretken olurlar.
Yoğun Kırmızı (Extenden Red)
Bu tip betalara yoğun kırmızı denir çünkü bu balıklarda kırmızı pigmentin yoğunluğu ve dağılımı artmıştır. Kırmızı renk yanardönerlik sağlayan Si geninde olduğu gibi, yüzgeçler ve kuyruk dahil her yanı kaplamıştır. Yoğun kırmızı (Er) mutasyon, normal kırmızı gen üzerinde baskındır. İdeal yoğun kırmızı betalarda balık hiçbir mavi yanardönerlik yada siyah gölge taşımamalıdır. Bu nedenledir ki bir çok üretici üzerinde yanardöner şeritlerin yer almadığı süper kırmızı kuyruklar üretmek için yoğun mesai harcamışlardır. Daha sonraki nesillerde bu hatlar kendiliğinden geri gelmektedir çünkü mavi yanardönerliği ortadan kaldırmak epey zordur. Ama üreticiler halen mükemmel kırmızı arayışlarına devam etmektedirler ve bu hedeflerine ulaşmak için çoğu deneysel birçok farklı yol denemektedirler. Farklı kırmızılarla, Kamboçyalılarla, mat kırmızılarla, turuncu ve kırmızı yokluğu gösteren betalarla çaprazlamalar yapmayı denemektedirler. Not: çoğu zaman kabboçya, turuncu ve sarı ile yapılan çaprazlamalar çok fazla yoğun kırmızı yavru vermez.
Kırmızı kaybı özelliği genelde genç betalarda yetişkinliğe geçiş döneminde ortaya çıkabilen bir özelliktir. Ve kuyruk hasar ve yaralanmalarında ve yaşla birlikte, kırmızı rengin tekrar geri geldiğine rastlanmıştır. Kırmızı kaybının mermer özellik gösteren beta geni ile birlikte ortaya çıktığı sanılmaktadır zira çoğu mermer betada da kırmızı renk görülmez.
Mermer gen bakıldığında daha ziyade siyahın dağılımını etkilerken, kırmızı kaybı farklı olmasına karşın yinede ilişkilendirilir. Kırmızı kaybına yol açan mutasyon gen son derce değişken özelliklerde karşımıza çıkar ve yoğun kırmızı hariç diğer bütün kırmızılar üzerinde bu gen baskın özelliktedir.
Kırmızı Yokluğu (Non-Red)
Sarı ve Turuncu:
Kırmızı yokluğunun kırmızı gende oluşan bir mutasyonun sonucu olduğuna inanılmaktadır.Kırmızı yokluğu geni(nr) doğal olarak bulunan kırmızıya (NR) karşı çekinik karakterlidir. Kırmızı yokluğu geninin iki çeşidi bilinmektedir. Bunlar (nr1) sarı ve (NR2) turuncu. Dr. Gen Lucas’ a göre sarı nın oluşumunda bir genin varlığı sorumlu tutulamaz. Betalarda sarı fenotip üreten sarı gen diye bir şeyde yoktur. Sarı beta sadece bir fenotiptir. Lucas’ a göre sarı sadece kırmızının görünmemesinden ibarettir. Normalde kırmızı olması gereken bir betta kırmızı yokluğundan sorumlu bir gen yüzünden sarı olmaktadır. Doktor Lukas’ın bu gene sarı gen dememesinin sebebi: Daha önce farklı organizmalarda bu tarz anomalilerin görülmüş ve kırmızı yokluğu olarak isimlendirilmiş olması. Diğer bir neden ise insanların sarıya neden olanın bu gen olduğunu düşünerek varsa gerçek sarı genin gözden kaçırılmasını istememesidir.
Kırmızı yokluğunda sarı balıkların özellikleri şunlardır.
1. Sarı tip 1; Hafif sarı
2. Sarı tip 2; Yoğun sarı
3. Sarı tip 3; Ananas sarısı (pineapple) : bu balıklar aslında kırmızı yokluğu fenotipi göstermiş yoğun kırmızı genetikli balıklardır. Ananaslar temiz bir sarı renk vermezler çünkü onların gövdelerinde siyah bir dağılım vardır.
Turuncu:
Turuncu betalar beta dünyası için görece yeni bir gelişmedir. (nr2) gen sarı/kırmızı dan fazlası olan turuncu rengin ortaya çıkmasına neden olur. İçerisinde siyahın çok az bir etkisi olacak şekilde parlak ve belirgin bir turuncu elde etmek arzulanır. Turuncu muhafaza etmesi zor bir renktir. Devamlı turuncu ve turuncu çiftleşmesinden elde edilecek yavrular birkaç jenerasyon sonra yıkanmış soluk bir hal almaya başlar. Bunun önüne geçmek için düzenli aralıklarla siyah turuncu çaprazlaması yapmak renk yoğunluğunu korumak için önemlidir.
Kelebek( Butterfly) Betalar:
Bu özellik bazen ince bir şerit halinde görünürken bazen tüm kuyrukta şeffaf bir görünüme neden olabilir. Ancak bu iki uç nokta arasında kelebek özelliğinin birçok aşamadı vardır. İdeal kelebek betalarda desen kuyruğun tam ortasından başlamalıdır.
Kelebeğe neden olan gen varigated fins Vf (alacalı yüzgeç) olarak adlandırılan bir gendir. Normalde bu gen baskın özellikler göstermektedir ama çoğu zaman bu durum balıktan balığa üretimden üretime değişiklikler göstermektedir.
Not: Melano genli bir betada aynı zamanda kelebek geni bulunursa, yüzgeçlerdeki desenli kısım siyah olur.
Mermer(marble):
Mermer genli betalar 1970 yılında Hindistan da bir ceza evinde tutuklu bulunan Orville Gulley tarafından keşfedildi. Burada bir rehabilitasyon programının parçası olarak Orville fıstık ezmesi kavanozlarında beta üretiyordu. Daha sonra Orville hikayesini anlatırken esas niyetinin siyah kelebek üretmek olduğunu bu sırasında siyah beyaz marble betaya ulaştığını anlatır. Daha sonra Walt Maurus ve başka Amerikalı üreticiler mermer betanın geliştirilmesi için işbirliği yaptılar ve bu iş birliği sayesinde ABD de mermer betta yaygınlaştı. Orijinal mermer beta siyah beyazdı ama bugün hayal edebileceğiniz hemen her renk mermer beta üretilebilmektedir.
Genç mermer betalarda renkler haftadan haftaya kayar yer değiştirir. Ama balık yetişkin olduğunda desenlerin yeri sabitlenir. Mermer gen baskın olmasına karşın son derece değişken özellikler göstermektedir. Eğer bir üretici kendi saf renk üretim süreci içerisine bir mermer genli balık dahil ederse; bir daha o mermer genetikten kurtulması çok zor olacaktır.
Mustard Gass(Hardal Gazı):
Mustard betalar Jude Als (Unkle Junkin) tarafından oluşturulmuştur. Orijinal mustard betaların net bir mavi/yeşil bir gövdesi ve sarı yüzgeçleri vardır. Başta Jude Als bu üretimi bu şekilde görüp bu ismi uygun görmüştür ama zaman içerisinde mustard ın iki renkli bir betadan çok daha fazlası olduğu görülmüştür.
Yukarıdaki resimde görüldüğü üzere artık Mustard Gass terimi sembolik bir terimdir. Bu balıkların renk ve desenleri dağılımları her balıkta değişmektedir. Örneğin bazı balıklarda kuyruğu cevreliyen mavi/yeşil/siyah çerçeveler olabilir. Modern mustardların neredeyse hiçbiri Jude Als’ın iki renkli mustardına benzemez. Bunları burada anlatmamızın nedeni modern mustardların iki renkli( bicolor)bir balıktan çok daha öte olmasıdır.
Çikolata Beta:
Bu balıklara bu ismin verilmesinin nedeni adından da anlasılacağı gibi gövdelerinin kahverengi olmasından ileri gelir. Gövdesi kahverngi olsada bu balıkların yüzgeçleri sarıdır.
Bu balıklar aslında sarı ve siyah renklerden oluşan iki renkli (Bicolored) betalardır. Bu varyasyon genellikle sarı balıklar ile birlikte üretilirler. Bu her iki çesidinde özelliklerinin gelişmesine katkıda bulunur. Mustard gass gibi gözükse de Çikolata beta çirt renkli sınıfta standartize edilmektedir.
Opak Beta:
Dr. Gene Lucas tarafından geliştirilmiştir. Gerçek opak balıkların karakteristik özelliği, balıkların üzerinde ince bir toz tabakası varmış gibi bir görünüme sahip olmasıdır. Opak kendi başına bir renk değildir. Opak (Op) geni için karmaşık bir baskınlıktan sözedilebilir. Bir balığın opak olması balığın beyaz olduğu anlamına gelmez aslında opağın görüldüğü üç renk vardır. Çelik mavi, turkuvaz ve koyu mavi opak. Opak beyazların çoğu aslında çelik mavisi opaklardır. Yeşil ve mavi opaklar, üzerlerine yeşil mavi parıltılar görülen beyazlar şeklinde kendisini gösterir.
Bir opak beyazı oluşturan genetik C bl Si Nr Op ile gösterilir. Bunun anlamı:
C Kamboçyalı geni gövdede koyu renk pigmentlerin eksikliğini sağlayan gendir.
bl çelik mavi geni opak balıkta, metalik parıltılar ile kendini gösterir.
Si dağılımlı yanardönerlik mavinin balığın her yanında gözükmesini sağlar.
Nr Kırmızı yokluğu geni, balıkta kırmızıya rastlanmamasının sebebidir.
Op geni balığa toz şekere bulanmış gibi bir görüntü verir.
Not: Opakın mermer geninin bir sonucu olarak ortaya çıkmasıda mümkündür. Tabi ki bunun için çelik yanardönerlik ve opak faktörünün de işin içinde olması gerekir. IBC değerlendirme standartları bu balığı şöyle tanımlar. Kırmızı yokluğu olan açık vücut renkli pastelle benzerlik gösteren bir balıktır. Ancak yoğun süt rengi görünüm ve bu balığa donukluk veren guanin yatakları vardır. Bu yataklar baş ve göz çevresinde yoğun olarak bulunur ve yaşlandıkça yoğunluğu artmaya devam eder.
Pastel:
Kalın toz beyaz görünüm sağlayan gen opak ve pastelin ayırt edici özelliğidir. Bu özellik en kolay balığa başının üzerinden ve baş çevresinden balığa dikkatle bakıldığında görülebilir.
Pasteli oluşturan genetik C Bl Si Nr olarak kodlanmaktadır.
C Kamboçya geni vücut renginin soluk olmasını, vücut renk yokluğunu saplar,
Bl çelik mavi gen vücudun mavi ışıltılar yaymasını,
Si Dağılımlı yanardönerlik geni çalik mavinin balığın heryerine yayılmasını;
Nr kırmızı yokluğu geni ise balıklarda kırmızının yabakanın pigmentinin bulunmamasını sağlar.
Op Opak gen az miktarda bulunduğunda balığın seffaf görünümünde bir sorun olmaz yoğun olarak bulunması halinde balık opak olarak sınıflandırılacaktır.
Not: Gerçek opaklar da aslında irer pasteldir tek fark opaklarda opklık sağlayan toz beyaz keplama pastelde daha hafif bir biçimde kendidini gösteriri. Ve aslında ikiside yanar döner metalik renklerin bir uzantısından öte değildir çünkü özünde mavi turkuvaz ve çelik kökenlidirler. Pasteli ve opağı koyu yanardönerlerden ayıran kamboçyalı ve kırmızı yokluğu genlerinin balığa kattığı solgunluktur. Pastel balıklarda soluk parlak vücut rengini veren Kamboçyalı geni homozigottur. En öz pastellerde bile hafif bir yanardönerlik sağlaması için opaklık bulunur. Opak faktörü olmaksızın, koyu renk yokluğu(siyah ve kırmızı) taşıyan pasteller saydam olacaktır.
Bakır ve Maske(Copper ve Mask):
Bu aralar çok popüler olan bakır renk ve maske özelliğine yol açan karakteristik Betta Splendens e Betta Mahachai ve Betta İmbellis ile yapılan çaprazlamalar yolu ile geçmiştir. Bu son iki tür doğal ortamlarında bulunan bulanık sularda daha rahat yaşamak için vücutlarında çok üst düzeyde yanardönerlik taşımaktadırlar. Bu türleri ile yapılan seçici çaprazlama sonucunda ortaya çıkan ilk hibrit plakatlara bakır imbelis dendi. Bu balıklarda iki yeni özellik belirginleşmişti: bakır görünüm ve maske özellikleri.
Seçici üretim sonucunda, Asyalı üreticiler önce uzun kuyruklu imbelisler daha sonra daha kalın ve yoğun bir bakır ve birde tüm başı kapsayan maske özelliği yerine daha az yer tutan bir maske biçimi üretmeyi başardılar. Tipik bakır/metalik parlaklık kristalsi bir tabakaya sebep olur. Klasik mavi-yeşil renk pigment hücreleri(iridoforlar) hep aynı boyut ve şekildedir oysa bakır renge sebep olan iridoforlar farklı boylarda ve renklerde olabilmektedirler. Bu özellik balığın kristalize yüzeyini oluşturmaktadır ki bu özellik balık hareket ettikçe ortaya çıkan renk değişiklileri ve ışık kırılmalarını ortaya çıkartmaktadır.
Bakır ve mask özelliklerinin devirli kısmi bir baskınlık özelliği vardır. Mesela bakır bir balıkla normal mavi bir balığın f 1 i metalik mavi olur ardından yapılan f2 üretiminde tekrar bakıra dönülebilir. Maske karakteri içinde bu durum aynıdır. Mask özelliği hem anadan hem babadan gelen tam mask (homozigot) bir balık, tek ebeveynden mask genli bir balıkla çiftleştirildiğinde yavruların heterozigot olma ihtimali vardır. Bu durumda çıkan yavrular kısmi mask yada hiç maske özelliği göstermeyen balıklar çıkabilir. Bu yavruların yavrularında ise daha fazla maske hatta ful mask olanlar çıkacaktır. Tabi burada gen seçimi en önemli faktördür. Betaya yeni gelen bu iki özellik üreticiler için birçok yeni deneyimi olası kıldı. Zira bu özellikler her türlü renk ile kombine edilebilir ve bu sayede elde edebileceğimiz çeşitlilik gerçekten sınırsız.!
Ejderha(Dragon) Beta:
Betacılıkta ilk ejder balıklar kendini, metalik mutasyondan birkaç yıl sonra göstermeye başladı. Balığın gövdesi üzerinde olağan üstü kalın bir yanardönerlik özelliği dragonların karakteristik özelliğidir. Bu özelliğin tam olarak nereden geldiği bilinmese de, bakır da olduğu gibi yabani türlerle yapılan çaprazlama mantıklı bir açıklama olabilir. Metalik ile dragon arasındaki temel fark genç balıkların renklenmesi sürecinde ortaya çıkmaktadır. Metaliklerde kesin renklenme 2 ay gibi erken bir zamanda kendisini tam manasıyla gösterir. Ama dragonlarda yanardöner tabaka balık olgunlaştıkça gitgide daha kalın olur. Dragon hakkındaki genetik bilgiler zaman içerisinde bu balıklarla yapılacak farklı çaprazlamalarla daha bilinir hale gelecektir.
References/credits:
Listedeki İsimler resimlerdeki balıkları üreten olan dünya çapında üreticilerdir.
1. Betta onli
2. Betta bunnies
3. Betta by Jim Sonnier
4. Artesian Bettas
5. Sarawut Angkunanuwat (Siamimbellis)
6. Teeruch Poparnich (Xmanbettas)
7. Thomas Nguyen
8. Victoria Parnell (Bettysplendens)
9. Lapheng Xiong (Topbettas)
10. Myron Tay
11. Marianne Lewis (BCbetta)
12. Jude Als (Unkle Junkin Champion Bloodlines)
13. Xavier Tan
14. Marcel van den Bossche (Magicbetta)
15. Suporn Khumhom (Bluebetta)
16. Chok Pengdit (Suthasine betta)
17. Jeff Wilson
18. Peter Goettner
19. Mark Ibara
20. Markus Gutzeit and Rajiv Massilamoni
21. Atison Phumchoosri (Atisonbetta)
22. Dong
23. Interbettas
24. Black_knight
Source: Betta Territory
Kaynak:
Joep van Esch 6/29/2004
http://bettysplendens.com/articles/page.imp?articleid=859
Çeviri ve Derleme: Kenan Erayman